KÜÇÜK DERTLER

Earth

Tüm dünya üzerine çökmüş, çaresizlik içerisinde başı öne eğik oturuyordu...Kalbinde bir girdap halinde genişleme hissi yayılmaya başladı. Yooo, sadece his değildi, vücudu büyüyor, her yöne genişliyordu. Önce balon gibi içinin havayla şiştiğini hissediyordu, ama ardından etiyle kemiğiyle içini yeniden dolduruyor, kendini daha iri ve daha güçlü hissediyordu. Yerdeki çakıl taşları eğik başından bakan gözlerine hayli ufak görünmeye başlamıştı, elleri yanıbaşındaki ağaçların tepesine ulaşabiliyordu. Başını kaldırdı, gökyüzüne baktı, yükseliordu. Ağaçlar, parkın etrafından gelip geçen araçlar ve şehrin sesleri uzaklaşıyordu. Kulağındaki birtek rüzgarın sesiydi artık. Bir iç çekti, duygularını gözden geçirdi. Bu kadar iriyken aciz hissetmek zordu gerçekten. Her şey ne kadar da küçüktü. Artık yer kürenin yuvarlak hatlarını seçebilecek kadar iri ve uzundu. Sadece oturuyordu, ayağa bile kalmamıştı. Çok şaşkın da denilemezdi. Daha ziyade bir kayıtsılık içindeydi dünya ve içindekilere. Başı uzaya uzanmıştı artık. Mutlak bir sessizlik... Güneş ışınlarının sıcaklığını yüzünde hissediyordu. Eliyle Ay'a uzandı, pürüzlü yüzeyini elinde hissetti. Evrende kendiyle başbaşa çocuksu bir edayla yerinde oturuyor, sessizliği, dinginliği ve huzuru tadımlıyordu. Kimse rahatsız edemezdi, kimse müdehale edemez, yerinden oynatamazdı. Güneş dahi küçük kalmıştı yanında artık. Ama evren öyle muhteşemdiki ne kadar büyürse büyüsün onu her zaman sarıp sarmalayacak kadar büyüktü. Yıldızlar içindeki umudun fitilini yakar gibi oldu. Evren öyle büyüktü ki kendi büyüklüğünün hiçbir zaman bir anlamı olmayacaktı. Ve hiç bir kimsenin büyüklüğünün de bir anlamı olmadığını hissetti. İster bir dev, ister bir cüce ol evrenle mukayese edildiğinde herşey minnacıktı. Ebatlar önemini yitirdi, gözünde her mesele küçüldü, yine 1.70 ti boyu ama, artık herşey çooook daha küçüktü.

Yorumlar

Popüler Yayınlar